28.1.11

Bizden Haberler...

Esselamü Aleyküm Dostlar...

Hüzünlü, korkulu bir haftanın bitiminden sonra bugünümüze hamdolsun. Biraz durumlardan bahsedeyim. Geçen hafta salı günü hastaneye yattım biliyorsunuz ki... 3 gün kaldıktan sonra cuma öğlen taburcu edildim. Doktorum sağolsun "istirahat et, ilaçlarını kullan yoksa vebali boynuna" diye de bir kaç kere tekrarladı gözlüklerinin üstünden baka baka...

İkisi de benim kelebeğim evet ama insan gözünün önündekini daha çok düşünüyor. Minik kızım kollarını açarak ağlıyor. Hadi gel de kucağına alma! Kıyamadım hep. İyi-kötü işlerimi yapmaya çalıştım. İyi-kötü haftada bir arkadaşlarımı ağırlamaya çalıştım. Doğum günü yaptık ve ardından hastalandık sanırım toplam 20 günü buldu. Ateş, ishal, iştahsızlık diz boyu idi. Her gece onun başını bekleyip, 2 defa falan ılık duş aldırdık. Bünyem daha fazla kaldırmadı ve nihayet sancılarım arttı. En sonunda kasılmalarım sıklaşınca artık doktorumuzdan tam ikazı da aldık ve hastaneye yatırmayı uygun buldu.

Belki böylesi daha hayırlı oldu. Şimdi kayınvalidem sağolsun burada yemek yapıyor, altlı üstlü oturduğumuzdan hep birlikte yiyoruz akşam yemeklerini vs. geceleride bizimle yatıyor. Allah razı olsun ondan. Benim bu kötü günümde bana sahip çıktı ya Allah ta hiçbir kötü gününde onu yalnız, çaresiz bırakmasın inş. Son 2,5 ayımı artık bir şekilde tamamlayacağız diye umut ediyorum hayırlısıyla...

Kızımda çıkan enfeksiyonlar olabilir derecedeymiş. Yani o kadardan birşey olmaz normal dedi doktorumuz da hastanede rahat bir nefes alabildim. 

Yanımda kitaplarımı falan götürdüm böylece zamanım biraz daha çabuk geçti elhamdülillah. Yine Büşra'mda olduğu gibi bu hanımda da kasılma önleyici ilaç kullanıyorum. 1 kutu 5 günde bitiyor. Elimden geldiğince de istirahat etmeye çalışıyorum fakat bu aralar yine iyi değilim. 

Hayat iyisiyle, kötüsüyle sürprizlerle dolu. Şu an baktığım pencereden bunun şer mi yoksa hayır mı olduğunu kestiremiyorum. Umarım en hayırlısını yaşıyorlardır diye temenni ediyorum. Şimdilik bunu paylaşmayı düşünmüyorum fakat sizlerin hayırlısıyla bu günlerimizi atlatabilmemize desdek olabilecek, Rabbi Rahime uzanan gönül damlalarınızı bekliyorum... 

Etrafta nereye baksam bir hasta, bir kaza haberi. Rabbim beterinden korusun inşallah. 

Mutfakla irtibatım bir müddet daha kopmuş oldu bu neticede...;Umarım ailemize katılacak olan yeni bireyle hayat kendini daha güzel şeylere bırakır. Tren hep tünelde gitmez ya dimi :) Bir gün elbet gün ışığına çıkacaktır bu umut treni... Çok ümitvarım. Rabbimden hayırlısıyla bu minik kızımıda kucağıma almayı diliyorum, tüm sıkıntı dolu günler bu küçük hanımın teşrifiyle kendini güzelliklere bıraksın inşallah. 

Bu aralar insanların gereksiz yere yaptığı suizanlar beni çok üzüyor. Bana yada bir başkasına... Bazen anlatamayacağınız şeyler vardır karşı tarafa... anlatamadığınız içinde yanlış anlaşılırsınız yada anlatırsınız o gördüklerine göre yorum yapar fakat gördükleriyle yaşananların alakası yoktur gibi...Belki biraz karışık oldu ama ruh halimide tahmin ettiniz sanırım. Şimdilik erteledim açılımlarını :) 

Her gün bakmaya çalışıyorum güzel bloglarınıza, paylaşımlarınıza... Özenmiyor da değilim hani:) Sanırım biraz çocukları büyütmek gerek tam aktif olmak için. Bilemiyorum zaman ne gösterecek bende merak ediyorum açıkçası:) Sanırım bloğumda hamile günlüğüm aktif olacak bir müddet...Birde daha önceden gittiğimiz 1-2 mekanın fotoğrafları var onları paylaşmayı düşünüyorum.

Pizza herkesin vazgeçemeyeceği lezzetlerdendir sanırım. İşten çıkarken arada eşimle "Eker Süt Çiftliği'ne" giderdik. Orada önce orta boy özgün pizzamızın ve tavuklu salatamızın siparişini verirdik. Salata hemen geldiği için açlıktan bir çırpıda bitiriverirdik:)) Canımın her şeyi çektiği bu dönemlerde (hastalanmadan 1-2 ay kadar önce) nostaji yaptık eşimle. Kızımızı babaannesine ve dedesine emanet edip, bir kaçamak yapalım demiştik. İkiside bizim beğendiğimiz lezzetlerden...



mmmmmmmm olsada yesem! Canım çekti gecenin bu saatinde:)))


Eker'in pizzasını çok beğeniyorum. İncecik hamuru var ve gayet lezzetli yapıyorlar. Biz genelde; bonfileli istiyoruz kalanı da klasik pizza malzemesi... Pizzayı koyar koymaz tabaklara birer dilim koydular onlarıda bir çırpıda yiyince bu fotoğrafı zor çektim :)


Gecenin bu saatinde çok canım istedi! Birde bloglarınızı gezerken ki halimi düşünün :)

Not: Bu vesileyle zor günlerimde dualarıyla, telefonlarıyla ve buradaki özel mesajlarınızla verdiğiniz desdekler için Allah razı olsun sizlere ve tüm dostlarıma. Çok mutlu oldum. Allah'ım kimseyi hastane yollarında oyalamasın. Kimseye dermansız dert vermesin inşallah. 

Herkese Mutlu Hafta sonları.......

17.1.11

Ispanaklı Pasta, Bizden Haberler ve Sizlerden Bir İstek!

Selamün  Aleyküm Arkadaşlarım...

Hastalıklarla boğuştuğumuz şu zor günlerde, tüm hastalarımıza Rabbimizin Şafi ismi hürmetine şifa diliyorum. Geçenlerde kulağıma takılan bir muhabbette: "Rabbimiz "Kulum Beni iyi gününde daha çok ansın ki; Ben ona kötü gününde koşayım" buyurmuşlardır diyordu. İnsanoğlu olarak maddi açıdan hep kötü günümüz olur diye düşünüp, kenara para vs. atmaya çalışmışızdır. Biriktiricilik hamurumuzda var sanırım. Peki kötü günler için ne biriktiriyoruz? İyi günümüzde ne kadar çok O'nu anıyoruz? Ne kadar çok O mübarek kapıyı bir dilenci edasıyla aşındırıyoruz? Kumbarada paraları düzenli olarak nasıl biriktiriyorsak, kötü günlerimiz içinde, el açıp dualarımızı, şükürlerimizi iyi günümüzde biriktirmeliyiz diye düşünüyorum. Nitekimde Rabbimiz bize bu şekilde bir istekte bulunmuştur... 

Kur'an-ı Kerimde Rabbimiz buyuruyor ki: 

1- "O kimseler ki, başlarına bir musibet geldiğinde 'Biz Allah'ın kullarıyız; dönüşümüz de ancak Onadır' derler." Bakara Sûresi: 2:156. 


2- "Beni yediren ve içiren O'dur. Hastalandığımda bana şifa veren de O'dur." Şuarâ Sûresi: 26:79-80."


Üstad Hazretleri de Hastalar risalesinin birinci devasında:


Ey biçare (çaresiz) hasta! Merak etme, sabret. Senin hastalığın sana dert değil, belki bir nevi dermandır. Çünkü ömür bir sermayedir, gidiyor. Meyvesi bulunmazsa zayi (ziyan) olur. Hem rahat ve gafletle (nefsine uyarak Allah`ı ve emirlerini unutmak.) olsa, pek çabuk gidiyor. Hastalık, senin o sermayeni büyük kârlarla meyvedar ediyor. Hem ömrün çabuk geçmesine meydan vermiyor, tutuyor, uzun ediyor-tâ meyveleri verdikten sonra bırakıp gitsin. İşte, ömrün hastalıkla uzun olmasına işareten bu darbımesel (atasözü) dillerde destandır ki, "Musibet zamanı çok uzundur; safâ (gönül rahatlığı) zamanı pek kısa oluyor.

Bu ömür ağacını nasıl meyveleştireceğimize bir yoldur aslında hastalık. Sadece kapılardan biri. Hazır bu fırsat yakalanmışken nasıl olsa çaresiziz, o zaman doğru kapıda çaremizi arayarak ve sabrederek belkide en güzel meyveye sahip olacağız. Hani yeni açılan bir mağazanın ilk gün indirimine nasıl koşuyorsak bunada öyle koşmalıyız dua vakti geldi diyerek... Güzel günler çok çabuk geçer, hastalıklı günler geçmek bilmez. Heleki hastanede yatanlar bilir ne gündüzler geçmek bilir ne geceler bitmek bilir... Allah yeterince sabretmeyi, hamdetmeyi ve O'nu anan salih kullarından olmayı nasip eylesin inşallah cümlemize.

Bugün gittiğim doktor kontrolünde doktorum işin en türkçesiyle "böyle giderse bu çocuk ölür daha doğrusu" dedi. İlk gebeliğimden sonra çok şükür ruhum bu sözü kaldırabildi ama Allah bu sözü hiçbir anneye duymayı nasip etmesin dilerim. 25+5 hafta yaşında henüz melek kızımız. 3 gündür kasılmalarım arttı malesef ve zorluyor beni artık. Hatice Büşra'nın uzun süren hastalığı beni gerçekten çok yordu. Rabbim dermansız dert vermesin inşallah. Doğuma 92 günüm var yaklaşık olarak Allah hayırlısıyla kucağımıza almayı nasip etsin inşallah. Açıkçası Rabbime çok güveniyorum. İnş. yüzümüzü güldürecek ve bize böyle eksik bir gün yaşatmayacak diye umut ediyorum. Hayırlısıyla vaktinde kucaklayacağız diye dua ediyorum. Yarın bu yüzden hastaneye yatıyorum. Enfeksiyon araştırması yapılacak, kan ve diğer tahlillere bakılacak, biraz istirahat ve idare eden suyumuzuda düzene koymaya çalışacağız.Hatice Büşra'ya hamileykende böyle olmuştu. 2 defa hastaneye yatmam icap etmişti ama o zaman geride beni bekleyen bir yavrum yoktu. Neden gebeliklerim böyle geçiyor bilemiyorum belkide yukarıdaki paylaşımdan, Rabbimin kendini aratmasından, kapısına yöneltmesinden...Ne diyeyim Hamdolsun O'na. Teslimim Sana Rabbim. Şüphesiz Sen en hayırlısını bilensin... 

Eve gelince miniğime sarılıp ağladım. Minicik, anneye muhtaç bir bebek. Henüz anne kokusuna muhtaçken yalnız bırakacağım onu. ilk ayrılığımız olacak. Güzel Rabbim ebedi firaklar nasip etmesin inş. Diğer Meleğim inşallah daha iyi olacak, geçecek bu zor günler. Ben ağlarken oda kötü birşey olduğunu anladı ağlamaya başladı. Ağlarken gülmeye başladım mecbur. Oda beni güldürmeye çalıştı minik kuzum. 

Hatice Büşra hala antibiyotik kullandığından ve yarından sonra onun tahlillerinin yapılması gerektiğinden, içim öylece bırakıp gitmeye el vermedi. İdrar tahlili için uğraşıyoruz. Umarım az önce giden numune yeterli olur. Diğer tahlilide yarın gece babası ilgilenir artık. İştahı bayağı kapanmıştı. Şimdi binbir taklayla yediriyorum. Elini çok boş bırakmamaya çalışıyorum. Simitti, krekerdi, meyveydi, kekti tutuşturuyorum eline. Biraz midesi genişlesin istiyorum abartmadan tabi! Allah tüm yavrularımıza sağlık afiyet ve tüm gebelere hayırlı hamilelik ve doğum nasip etsin inşallah.

Doktorumuz artık bu yükü biri almalı, bu böyle olmaz dedi. Her şey nasıl oturacak yerine hiçbir fikrim yok. Tek tesellim Rabbimin bir bildiği vardır elbet. Sonuçta hastaneye yalnız gitmiyorum ya dimi:) İçimde bir can daha götürüyorum. 

Neyse çok uzattım kafanızı şişirdim biraz. Hakkınızı helal edin:) 

Geçen Cuma günü gelen arkadaşlarım için yaptığım ıspanaklı pastayıda sizlere takdim edeyim. Tatlı tatlı ayrılayım bir süreliğine buralardan...



Tarif tarafımdan ilave ve değişikliklerle birlikte Oktay Usta'ya ait... 


Malzemeler: 

keki için:

  • 1 su bardağı haşlanmış ıspanak (200-250 gr kadar)
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • yarım su bardağı sıvıyağ (ilave edilen)
  • yarım su bardağı süt (daha yumuşak bir kek elde etmek için. normalde tarifte yok)
  • 3 ad. yumurta 
  • 1 pk. kabartma tozu
  • 1 pk vanilya
  • 2-2,5 su bardağı un
  • 1 avuç kadar iri kıyılmış ceviz (benim ilave ettiğim)
Ara krema için:
  • 3,5 su bardağı süt
  • 4 çorba kaşığı tepeleme un
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 pk vanilya
Üzeri için:
  • 1 pk kremşanti
  • 1 su bardağı süt
Yapılışı: 

1) Ispanakları yıkayıp saplarından ayırın ve kaynayan suya atın. 2-3 dk. haşlayıp, tel süzgeçle çıkartıp suyunun süzülmesini sağlayın. Robotla belli aralıklarla rengini kaybetmeden çekin.
2) Yumurtaları ve şekeri aynı anda karıştırma kabında köpük köpük olana kadar çırpalım. 
3) Sütümüzü ve yağımızı da ilave ederek biraz daha çırpalım. Ispanak püremizide ilave edelim.
4) Elenmiş unu, kabartma tozu ve vanilyayı da ilave ederek kekimizi çırpmaya devam edelim. Benim bardak ölçülerime göre 2 su bardağı un yeterli geldi. 
5) Yağlanmış kalıbımızı (ben orta ebatta silikon kalıp kullandım) unlayıp fazlasını alalım. Karışımımızı kalıba döküp, önceden ısıtılmış fırında 170 derecede pişirelim. 

Kekimiz pişerken kremamızı ve şantimizi hazırlayalım. 

1) Yumurtamızı, şekerimizi, unumuzu çırpalım ve sütümüzü yavaş yavaş ilave edelim. vanilyayıda ekleyip orta hararetli ateşte sürekli karıştırarak pişirelim.göz göz olunca ateşten alalım ve mikserle 2-3 dk. çırpalım.  
2) Sütle, şantimizi çırpıp dolaba kaldıralım.

Kekimiz piştikten sonra iple ortadan keselim (Ben kuruyan yerlerini biraz traşladım. traşlayamadığım çok az yeri kalmıştı onuda 1-2 kaşık sütle ıslattım.) Orta kısmından da üzerini süslemek için biraz kek parçaları alalım. arasına kremamızı dökelim. Kekimizin üst tabanını kapatıp, krem şantiyle her tarafını kaplayalım. Kekin orta kısmından aldığımız parçaları üzerine ufalayalım. (Ben birde traşladığım gevrek yerleri de robotta çekip, pastamın kenarlarını ve üst tam ortasını süsledim. Böylece kavrulmuş antep fıstığı ile süslenmiş bir pasta görünümü elde etmiş oldum.)

Krema fazla gelmiyor. Ayrıca cevizi biz çok yakıştırdık. Arzu ederseniz kremanın üstüne muz dilimleri döşeyebilirsiniz kuzenimde yemiştim öylede çok güzel olmuştu... Hatta o her tarafını kremayla kaplamıştı.


Pastamızı dolaba kaldırıp, ertesi güne ikram edersek daha lezzetli ve yumuşacık oluyor. 


Pastamı tam bir bütün olarak yayınlayamadım:( Fotoğraf makinemizi ödünç verdik. Diğerininde hafıza kartı annemlerde kalmış. Ne zamandır ilk defa pasta yapıştım, onuda layıkıyla yayınlamak nasip olmadı. (Bir şeye çok özenmeyeceksin:) ) Son kalan parçaları ancak kız kardeşimin cep telefonuyla görüntüleyebildim:) Buna şükür! 

Afiyet olsun. Tüm blog camiasına ikramım olsun :)





Bu arada kızımın idrar tahlili geldi ve malesef enfeksiyonu geçmemiş. Çok üzgünüm:( Tekrar mı antibiyotik alacak bu çocuk 20 gün oldu. :( Rabbim Sen Şafi ismin hürmetine şifa ver. Dualarınızı bekliyorum. Miniğim bensiz bu saate kadar uyumadı. Kokumu istiyor. Rabbim inşallah yardım eder O'na. Bensiz geçen günlerinde melekler öpsün Seni annem. Güzel Allah ım hiçbir çocuğu annesiz bırakmasın inşallah. Şimdi bavulumu hazırlamaya gidiyorum...

Sevgi ve Selamlarımla...

6.1.11

Atmaya Kıyamadıklarımın Geri Dönüşümü :)

Merhaba :)

Hepimizin evin türlü köşelerine gizlenmiş atmaya kıyamadığı  eşyalarımız vardır tahminimce :) Benimde öyle atmaya kıyamadığım birkaç eşyam (kırık vazom, çamaşır sulu etekler, güzel desenli artık kumaşlar, kırık tokalar, eskimiş yada modası geçmiş bir kaç parça giysi gibi) vardı. Şu aralar benim küçük dünyam sevgili kızım olduğu için ilk geri dönüşümü onun için uyguladım :)

Bozulduğu zaman attığımız onca yiyeceğin arasına birde bu tarz şeyler eklenince içim bir hoş oluyor. Öte yandan bir ipin hesabını veremeyen hammalın hikayesi beynimi tırmalıyor. Kurslara gidip kendimi çeşitli konularda geliştirme isteği coşmuşken birden sürpriz çikolatamızın geleceğini öğrendiğimde planlarımı ertelemek durumunda kalmış olmamın üzüntüsüyle kıvranırken acaba evde öğrenemez miyim vs. arayışlarıda artmışken, www.10marifet.org  adlı siteyle karşılaştım. Kendisine buradan çok çok teşekkür ediyorum. Araştırıp bulup, sergileyip sürekli güncelleiği güzel sitesi için! Yumurta kolisinin kutusundan tutunda, tuvalet kağıdı rulosu, eskimiş yüzüne bakılmayan gravatlar, gömlekler, kazaklar,tshirtler ne bileyim oraya buraya atılan dergi ve gazeteler kısacası nelerin nelerin geri dönüşümünü gördüm orada her seferinde girip inceliyorum ve ilerleyen zamanda kızlarımla eğlenceli vakitler geçireceğimizi düşündüğüm el işi becerilerini gözlemliyorum. Bilgisayarımda ilerisi için (Allah ömür verirse) güzel bir arşiv hayal ediyorum :) Sizinde var mıdır bu tarz birikimleriniz veya yaptığınız şeyler?

Belki çok basit gelecek ama eminimki usta eller kim bilir neler neler yapardı dediğim, başlangıç olarak beni mutlu eden işte amatör fikirlerim :))

Kızıma lila-mor-siyah-beyaz aldığım fileli saç bantları vardı. (Saçlarımız pek yok ve sapsarı olunca bantlarla süslemek çok hoş oluyor. Herhalde kız annelerinin en büyük zevkidir küçük hanımları süslemek :) Daha önceden kopmuş tokalarım vardı. Çiçeklerini atmamışım kaç senedir. (Herhalde mor ve lilaya düşkünlüğümden olsa gerek:) Bir gün aklıma geldi ikisini birleştirmek. Altındaki plastikleri temizleyip çiçeği banta diktim. Mor-lila kombinasyonundan oluşan bayramlık kıyafetlerimizi tamamlamış olduk:) Gebeliğim hep rahatsızlıklar içinde geçti. Yavruma hiç birşeyini özenerek ben alamadım. O yüzden çok özenerek alıp, giydirmiştim.


                                                                                                                                                                                         




Buda diğer kopmuş tokamın, Hatice Hanımın bantıyla buluşmuş hali :)


Evin giriş kapısının kulbuna banttaki gülümseyen yüz tokasını asmıştım. Tebessümle önceden karşılamak adına:) Kapımız lohusa mevlüdü için süslendiğinde kaldırdım öylece kenarda eskimiş lastiğiyle duruyordu. Lastiğini kesip siyah saç bandına diktim. Kıyafetleriyle güzel kombin oluyor:)




Aşağıdaki malzemelerle bakın nasıl bir şey çıktı ortaya :)


sol köşedeki kaç yıllık tokam. kullanmıyordum ama oda kenarda duruyordu. Dayımız doğum günümüzde grili, siyahlı pembeli elbise aldı. Ziyaretlerine gideceğimiz gece gider ayak saç bandı yapmaya kalktım. Kıyafetimizi tamamlasın diye:) Öncelikli fikrim tokanın kenarların yünden oya yapıp gül şekli verip, bandın üstüne dikmekti ve yaptım da...





Sonrada gülü düzelteyim, oyayı çoğaltayım derken toka söküldü. Aşağıdaki gibi tüm kenarları ve ortasını oyaladım bende. Tabii fotoğrafta olmayan gri ve mor yünde kullandım ve 3 sıra geçtim.



  



                      




Kız kardeşimin daha önceden saç bantlarını, yeleklerini süslemek için aldığı minik kediciklede bağlama noktasını tutturduk :) Küçük hanımın huysuzluğu tutunca ancak saç bandını uyurken takabildim yoksa bantla birlikte uyutmuyorum:))))













Sadece beyaz saç bandı süssüz kaldı ama böyle bile kullanıldığında güzel oluyor aynı zamanda başını sıkmıyor:)












Umarım beğenmişsinizdir sizlerde... Laf aramızda ilk bu fikri düşünüp, uyguladığımda çok hoşuma gitmişti. Yeni bir şey icat etmiştim ve kendimce ilk icat eden bendim (!) :)) Sonra netten baktım meğer kocaman çiçekli ne güzel bantlar yapıyorlarmış. Kendi kendime bayağı güldüm  :) Belki sizlere basit yada amaan ne var bunda gibi gelebilir ama evdeki şeyleri değerlendirdiğim için çok mutlu oldum:) siyah örgülü bandı kız kardeşim karşıdan tamamen örgü zannetmiş. Çok beğendi.  Evde artık kumaşları değerlendirip daha güzelleri yapılabilinir. Hele de maharetli hanımeller dikiş dikiyorsa makinede kimbilir neler çıkar ortaya... Bu tarz paylaşımların devamı gelecek inşallah. Sizin yaptıklarınız varsa fikir olarak paylaşırsanız çok sevinirim. Selametle. Hayırlı Cumalar  :)

3.1.11

Yeni Yılın İlk Postu :) ve Geçen yılın son postunun devamı :)))

BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ :)))

Herkese Merhaba! Yeni yılın ilk yazısı inşallah hayırlı olur ve herkesin yeni yılı inşallah hayırlara vesile olur. Mevlam afiyetli bir yıla merhaba demiş olmamızı nasip etsin inşallah...

31 Aralık günü Hatice Büşra ağlayarak uyandı ve durmadan ağlayınca dayanamadım artık doktorumuzu aradım. Acil durum olduğu için sağolsun bizide araya aldı. Burun akıntımıza, öksürüğümüze, ishalimize birde ateş eklenince  yavrum iyice huzursuz oldu. Soğuk algınlığına ve azı dişlerinin zorlamasına yormuştuk hep bu durumu. Çünkü kafasıda sürekli sıcaktı. Hep idrarını takip ederim. Az mı yoksa normal mi gidiyor diye. Azalma olduğunu farketmiştim. Keşke o zaman gitseymişim! Bu yüzden hala vicdan azabı çekiyorum. Anne yüreği hissediyor değil mi anneler? Kimseyi dinlememek lazım bu durumda...

Öğlen 12' de evden çıktık idrar ve kaka tahlilini kızım vermek istemeyince (hastaneyi ayağa kaldırdık ve durmadan ağladık) kan tahlili yaptırıp geri döndük. . Eve geldiğimizde saat 16:30 gibiydi ve o da ne! Kuzu kakasını evde yaptı apar topar dedemiz hastaneye yetiştirmek üzere gitti. İdrarı ise gece 20:30 gibi babasıyla götürdük. Doktorun yanına sonuçlarla vardığımızda saat 21:00 'ı geçiyordu artık. Beni görünce tabii çok şaşırdı sen hala burada mısın? dedi. :) Kanımızda ve kakamızda birşey çıkmamıştı Allah a şükür fakat ciddi idrar enfeksiyonumuz varmış. :(

Sonuç olarak eve ateş düşürücü, ishal kesici, antibiyotik ve balgam söktürücüyle geldik:( Her ne kadar bitkisel şeylerden yana olsam da bu konu üzerinde araştırıyorum. Sizin bu gibi durumlarda uyguladığınız birşeyler varsa paylaşırsanız sevinirim. 2 gün ateş sürdü. Kaka durumumuzun ancak rengi normale döndü. Çok şükür öksürüğümüz kesildi. Elhamdülillah Rabbime. Bunlar Allah ın izniyle geçecek olan durumlar. Mevlam geçmeyen hastalık vermesin ve özellikle hastane köşelerinde yavrusuna şifa arayan annelerimize sabırlar versin yavrularına şifalar versin Rabbim ve dahi tüm şifa bekleyenlere...

Bugünde baktım kıl kurdu döküyor:( Allkah' ım çok şaşırdım. 1 tane gördüm. Doktorumuzu aradım tahlil istedi apar topar aldım numuneyle birlikte hastaneye gittim ve kıl kurdu döküyormuş yavrum. Her insanın bağırsaklarında kıl kurdu zaten mevcutmuş ve ishalle beraber bunlar vücuttan dökülebilinirmiş. Aynı zamanda yumurtasını her yere bırakan bir varlıkmış o yüzden bebeğinizin altını değiştirirken ellerimizi iyice yıkamak gerekli ve değiştirdikten sonra da! Ayrıca salata malzemelerinden de bulaşabilirmiş. O yüzden bol sirkeli suda 15-30 dk. bekletmek gerek malzemelerimizi...  Yumurtasını hemen bıraktığı için tırnak arasında kalmışsa bizde başka bir yere dokunmuşsak çocuğumuzda aynı yere dokunmuşsa bu durum kaçınılmazmış...Çok çabuk bulaşan birşey olduğundan ötürüde tüm ev halkı bireyleriyle birlikte ilaç kullanacakmışız! ve herkes aynı anda başlayacak:) İç çamaşırlar yüksek ısıda ve mümkünse kaynatılacak kullanmadan öncede mutlaka ütülenecekmiş.

Biraz uzun yazdım fakat paylaşmak istedim.... Belki karşılıklı bilgi alış-verişimiz olur diye:) Kaç gündür uykusuz geceler artık yerini giderek uykuya bırakıyor çok şükür :)

Yeni yıla hastalıklarla merhaba dedik. Kızımda bende...Benzer durumlardan muzdaribiz. Allah ım şifa versin....Amin...

****

Eveeeeeet... Bir önceki postumda kalan ayrıntıları sonra yayınlayacağım demiştim. Hazır uyku tutmamışken ve fırsat bulmuşken paylaşmak istedim. Hemde minik meleğime hatıra olmuş olacak :)

Doğum günümüzde  küçük gelin olmuştu hanımefendi. Aşağıdaki Güzel duvağımızı eşimin teyzesinin kızı yaptı. Kendisine çok teşekkür ederim. İlerleyen zamanlarda bu tarz şeyleride paylaşmak istiyorum. Fikir açısından.




Askılı gelinliğimizin içine beyaz dar body giymiştik onu çekmeyi unutmuşum:)









Bunlarda miniğime aldığım ilk "ilk adım ayakkabısı" ve tam totomuzun arkasına gelen fiyonklu çorabımız:)






Kına kıyafetimiz bizim değil. Onuda teyze kızımız kiraladı sağolsun :) Ne kadar elimizde olması güzel bir hatıra olsada israf olacaktı...



Buda içimize giydiğimiz kıyafetimiz :)








Tabii şapkamızda vardı örtümüzle birlikte. Onuda şapkamızın arkasından tutturduk çok tatlı oldu miniğim:)












Bu da benim fikrimdi. Hep dağıtılan kınalar oraya buraya atılır. Bende dolap süsü olmasını (atılmaması için) ve bu gecenin hatırasına misafirlerimize dağıtmak istedim. Taaa benim kınamdan kalan süsler vardı. Teyze kızımız içindeki kınaları alarak aşağıdaki gibi dolap süsü yaptı. Ellerine sağlık gerçekten çok beğendim. Üzerinede kına tarihimizi yazdık.









Kınamdan kalan kına tepsim vardı fakat anneannemiz gelirken unutmuş sağolsun kınayla birlikte hemde:))   (alışveriş esnasında biryerlerde unuttuğu poşetini atlıyorum:) Anneannemizde kızım için tekrar almış ve kınamdan kalan küçük kına poşetlerini boşalttık kınayıda öyle hallettik:))









Dilerim yüce Mevlam hayırlı, iffetli, sağlıklı, sıhhatli, saliha kullarından eylesin yavru(larımızı)mu. Hayırlı uzun ömürlerin olsun annecim. Hayatında hep güzel şeyler yap, Rabbimize layık kul, Efendimize (SAV) layık ümmet olasın inşallah. Yarın huzur-u Mahşerde de alnımızı öyle açık ve parlatan evlatlardan olmanı niyaz ediyorum Rabbimden. Bunu tüm gönlümle tüm hücrelerimle dileniyorum. Kendi hesabımızı zor vereceğimiz hatta belkide veremeyeceğimiz bir günde evlattan da hesaba çekilmek insanı ürpertiyor. -Hepimiz nefis taşıyoruz nihayetinde...- Güzeller güzeli Rabbim inşallah yavru(larımı)mu iyi bir birey olarak yetiştirmemi nasip etsin. Hepimize hayırlı uzun ömürler nasip etsin ve inş. meleğimin gerçek gelinliklerini, kınalıklarını da görmek nasip olsun :) Kocaman bir hayal gibi bu son yazdığım:)


Bu kadar ağrıya rağmen Allah öyle bir güç nasip etti ki o gün ve de yardımcılar! :) yaklaşık 50 kişilik misafirlerimizi gönlümüzce ağırlamış olduk. Çok şükür Rabbime bu halimle altından kalkmayı nasip etti. Tabii güzel hanımellerin altın dokunuşlarıyla:)

Selametle... Mutlu, bol bereketli bir hafta dilerim....