12.2.11

Unutulmaz Bir Kahvaltı ve Dost' a Vuslat Var...

Esselamü Aleyküm...

Herkesin çocukluktan bırakmadığı bir arkadaşı vardır elbet. İlkokuldan bu güne kadar gönüldaş olduğum arkadaşım kendisi:) Arkadaşlıktan öte aslında bizimkisi, dostluk, kardeşlik... Canım o benim kısacası... Hayırhah olalım mı dedi bir gün. O da ne dedim. Anlattı. O gün bugündür öyleyiz işte çok şükür. Allah herkese öyle bir dost nasip etsin diyorum. En iyi zamanımda, en kötü zamanımda yanımda gördüğüm ve görmek istediğim, görmekten mutluluk duyduğum, göremeyince eksikliğini hissettiğim can dostum. 

Lisede başladı aslında arkadaşlığımızın temel adımları. Liseden sonraki çalışma hayatımızda biraz daha inşa etmeye başladık arkadaşlığımızı. Zaman zaman sınavlardan geçti bu dostluk. Rabbim nasip etti sonra tabir-i caizse gübrelendi dostluğumuz ve iyice kökleşti. Elhamdülillah! Birbirimizi Allah için çok seviyoruz! Çünkü O'nun sevgisi bizi birbirimize daha da bağladı!

Ne hayaller kurduk birlikte. Beni ailem hiçbir yere göndermezdi.Dolayısıyla ben pek gezemedim. Hiç bir yerlere gidemedim. Gittiğim sayılı yerlerde burnumdan gelmiştir. Evlendiğimizde eşlerimizde inş. anlaşırlar ve gelip gideriz diye hayaller kurduk sonra yıllarca. 25 yaşında evlendiğimde malesef canım arkadaşım Nevşehir'e yerleşmek durumunda kaldı eşi ve çocuğuyla.... Belki Bursa'ya döner diye ümit ederken, hesapta yokken 1,5 sene önce de Amerika'ya yerleşti. Nihayetinde Rabbimizin her daim bizler üzerinde başka planları olabilir. Bunu hesaba katmamıştık.

Birlikte ibadet yapmaktan ve dua etmekten çok hoşlanırdık. Canım kardeşim benim. Bazen ruhen kendimi çok yalnız hissediyorum. Hislerimiz, ruhumuz, düşüncelerimiz birbirine yakın biliyorum. O yüzden bazen içimdeki yalnızlığa ağlıyorum...

Katıldığım küçük bir konferansta yanarak canını Rabbi Rahimine teslim etmiş bir alimin hanımını dinleme fırsatım oldu. Öyle ki hayatlarını Allah'ın rızasına adayıp, israftan öyle sakınmışlarki şaşırmamak elde değil. Karı-koca evlilikleri boyunca hiç yalnız kalmamışlar. Küçücük kiralık evlerde yaşamışlar. Allah'ın karşısına dünya tapusuyla çıkmaktan haya etmiş ve hiç bir mülk edinmemiş, kazandıklarıda anca ailesine yetmiş. İnfakın gizli olanı makbuldür ya bu kısmını bilemeyeceğim. 19 Yıl kadar evli kalabilmişler sanırım ve karşılıklı hiç çay dahi içememişler. Rahmetli Mehmet Yurtseven abimiz hep eşine dermiş. Burada ne kadar birlikte olursak, orada o kadar ayrı kalacağız. Burada ne kadar ayrı kalırsak, orada o kadar çabuk birlikte olacağız. Çünkü , kişi sevdiğiyle beraberdir. diyerek Efendimizin SAV hadisini hatırlatmış. Benimde Sen geldin aklıma kardeşim. Onlarında bizim gibi cennette karşılıklı çay içme sözleri var birbirlerine. İnş. Rabbi Rahimim bizleri saliha kullarından eylesin, imanımızı, dini üzere sabit kılsın ve Efendimizin (SAV) sancağı altında buluştursun bizi. Cennet komşusu olacağız inş.tıpkı hayallerimiz ve dualarımızdaki gibi... Hz. Ömer'in dediği gibi... ümitle ümitsizlik arası olunmalı. Yoksa cennetliğim diye Haşa! demiyorum. Asla diyemem de. Bizimkisi bir dua, bir hayal.... Bir büyüğümüz cenneti isterkende dikkatli olun diyor. Firdevs cennetini isteyin diyor. O ana kadar hiç düşünmemiştim belkide. Şimdi Firdevs cenneti diyorum dua ederken...

Seni Rabbime emanet ediyorum kardeşim. Tüm hayallerimizle... İnş. bir gün yine yakın yerlerde ikamet etmek nasip olur. Seni çok özlüyorum.

Rebâh b. Rebî şöyle anlatıyor: "Peygamber (s.a.s.) ile birlikte bir savaşa çıkmıştık. Resulullah her üç kişiye bir deve vermişti. İki kişi deveye biniyor, üçüncüsü de deveyi çöllerde sürüyordu. Dağları inmekte iken Resulullah yanıma geldi. Ben o sırada yürüyordum. Bana: "Rebâh, yürüyorsun ha" dedi. "Ben deveden henüz indim. Şimdi sıra arkadaşlarımda", diye karşılık verdim. Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.s.) arkadaşlarımın yanına geldi. Onlar hemen deveyi çöktürerek indiler. Yanlarına varınca bana: "Şu deveye bin ve geri dönünceye kadar da inme, biz seni takip ederiz," dediler." "Niçin", diye sordum. "Çünkü Resulullah senin için; "Doğrusu salih bir arkadaşınız var. ona iyi davranın," buyurdu" diye cevap verdiler." (Y. Kandehlevî, Hayatü's-Sahabe, III, 1086)

inş. sende öylesindir kadim dostum. Mevlam seni salih kullarıyla, şehitlerle, alimlerle haşr eylesin dilerim.

Geçen yaz arkadaşım Amerika'dan gelince Bursa'da Saidabat Köyünde, kadınların kurduğu bir derneğe gittik. Hatta o pazar günü biz evden çıkmak için hazırlanırken eşimin telefonu çaldı. Onunda en yakın arkadaşı ne büyük tevafuk ki Amerika'da. Arayan oydu! Nasılsın diyordu. Biraz konuştular meğer Bursa'ya gelmiş. Hayırdır dedi eşim. Hiç dedi geçerken uğradım! :)) Fesupanallah dedim o nasıl şey? Amerika nere? Bursa nere? Nasıl yani geçerken uğramış:) Şaka mı? Yoksa ciddi bir sorun mu var diye düşündük. Onuda bu güzel güne davet ettik....

Sonra öğrendik ki gerçekten geçerken uğramış:)  Afrika'da bir ülkeye gitmiş ve oradan dönerken mecburen Almanya aktarmalı dönecekmiş Amerika'ya. Almanya'ya gitmişken bari Türkiye'ye uğrayayım demiş. Bizde bayağı endişelenmiştik. Kötü bir şey mi oldu acaba diye.

Hatice Büşra Hanım o zaman 8. ayındaydı. Biz bahçede 3 bayan, eşim ve arkadaşıda derneğin içerisinde harika bir kahvaltı ettik. Hatta biz kahvaltı olayını öyle abarttık ki, onlar yediler, içtiler gezmeye başladılar. Biz hala sofradaydık :))) 


Kahvaltımızda:

- Tarhana çorbası
- Tereyağlı el açması Patatesli Gözleme
- Cevizli lokum, Köy Ekmeği
- Sahanda tereyağlı yumurta
- Kuymak
- Silor
- Tereyağ, peynir, yeşil ve siyah zeytin, kaymak, bal, ahududu reçeli ve çilek reçeli, salça, domates, salatalık ve demlik çay

Ne kahvaltılıkların tadına doyabildik, ne yöresel tatların. Hepsi tek kelimeyle enfesti ve kendi yapımlarıydı. Tereyağın, salçanın, hele ahududu reçelinin tadını anlatamam. O güzel rengi nasıl yakalamışlar müthişti. Siyah zeytini çok sevmem ama enfesti. Hele yeşil zeytin mmm ve bunların hepsi kendi mahsulleriymiş. Sunumları da yöreseldi, bizim çok hoşumuza gitti kısacası herşey. Hem muhabbet ettik, hem yedik. Kah güldük, kah ağladık. Tadına doyulmaz bir gündü. Tıka basa yedik ve o gün taaa gece yarısı acıktık :))

Yöresel lezzetleri silor'u ilk defa tattım ama her şey bol tereyağlı olduğu için benim damak tadıma silor ağır geldi. Arkadaşım silora ben kuymağa çalıştım :))  Tabaklarımızı sünnetledik yani ;)


O kadar yoğundu ki orası...Herkes dışarıda oturmak için sıra bekliyordu. Gelen geri dönüyordu. Misafirlerimiz Amerika'dan geldi ne de olsa ve eşim dışında hepimiz ilk defa buraya geldik. O yüzden Allah nasip etti ve birileri bize yer verdi :) Ara ara minik meleğimi de babasına sattık ve çok keyifli bir gün geçirdik. Tabii gecemiz tam bir trajediydi ama olsun. İnş. yine gitmek nasip olur!




Saidabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği' nin takdire şayan başarı öyküsünü, ortaya çıkış şeklini, derneğin yaptığı çalışmaları ve yardımları ayrıca o güzelim mekanı dolaşmak için sitesine buyrun :) Tavsiye edeceğim mekanlardan birisidir. 

İnsan yeter ki hayatta bir şeyi başarmak istesin. Hele ki o iş birde hayır işi oldu mu Rabbim muhakkak inayet elini hissettiriyor. 2002 yılında kurulmuş ama bina 2007 yılında inşa edilmiş. Emeklenmeden yürünmüyor. Bu güzel dernek Türkiye'de bir çok kadına da örnek oldu ve çoğu köylerde özellikle kadınlar kendi başlarına dernekler kurdu. Gelirleriyle durumu olmayanları evlendiriyorlar, sünnet ettiriyorlar, fakir öğrencileri okutuyorlar vs.

Rabbime şükürler olsun ki Bursa'da özellikle yardım derneklerimiz çoğalıyor. Birlikten kuvvet doğar hesabı yaşlılarımıza, evsiz çocuklarımıza, evinden kovulmuş mağdur kadınlara ne bileyim bu şekildeki ihtiyacı olan kardeşlerimize bugün kucak açan pek çok dernekler var. Kadınlar erkenden gidip kolları sıvayıp akşama kadar mantıdır, yemektir, kermestir koşturuyor elhamdülillah. Allah emeği geçenlerden ebeden ve daimen razı olsun dilerim. İşte benim Anadolu kadınım. Her işin altından kalkıyorlar evelallah. Etrafınızda böyle dernekler varsa hiç olmazsa ihtiyaç sahipleriyle dertleşmek için bile gidebilirsiniz. Onların yaralı ruhlarını kadife seslerinizle okşayabilirsiniz. Bugün ziyaretimize gelen çok sevdiğim bir teyzem, ben o derneğin yüzü hürmetine şifa buldum dedi. Haftada bir gün gidiyormuş ve salata için 2 çuval havuç rendeliyormuş. Günde ihtiyacı olan kaç kişiye Allah razı olsun yemek veriyorlarmış. Kaç ay önceden bana geldiğinde oturduğu yerden doğru dürüst kalkamıyordu. Doktoru fizik tedavi önermiş ve maşallah gerek kalmamış. Bu da Rabbimin ayrı bir lütfu oradakilerin yüzü hürmetine...

Sağlığı yerinde olup, elinde imkanı olan kardeşlerime öyle özeniyorum ki... İmkan olsa da keşke bizde bu yollarda koşturabilsek. Allah'ım ölmeden nasip etsin. Gerçekten hicranla dileniyorum bunu. İki küçük kızla ne nasıl olacak bilemiyorum... Rabbim önce sağlık afiyet versin. Hayırlı uzun ömür versin. Sonrası inş. bir gün gelir diye umut ediyorum. Yeter ki O nasip etsin.

Geride yaşanmış bir ömür sahifesi bırakırken en azından birkaç yaprağında böyle hayır işlerinde koştuğumuzu gösteren "kayıtlar" olsun. Bir insandan Allah razı olsun sözünü işitmek dünyalara bedeldir herhalde. O ihtiyaç sahibindeki mutluluğu görmek. Bu dernekleri geçtim acaba çocuk esirgemeye, darülacezeye kaç kere gittik? Onların o hüzünlü, buruk gönüllerini kaç kere okşadık? Hadi gitmesekte acaba kaç kere el açıp dua ettik? Allah ım cümlesine yardım etsin. 

Laf lafı açtı. Çok uzattım. Hakkınızı helal edin. Hepinize mutlu hafta sonları dilerim....

9 yorum:

tadınadoyamadım-dilek dedi ki...

Canım ne güzel ifade etmişsin,
Erkam Eymen izin verdiği ölçüde okudum

Kahvaltı sofrası süper görünüyor:)

Huzurevi çok buruk
çocuk esirgemedekiler çocuk ya hayat dolu

Rabbim hayırlı ömür versin
yapamadıklarımızı yapalım
Eğer başarabilirsem Erkam Eymenin doğumgünü çocuk yuvasında oradaki arkadaşlarıyla kutlamak istiyorum(kurum psik.görüşüp kar zarar değ.yaparak)
Yeterki gerçekten isteyelim başarabilecek çok seçeneğimiz var

Rabbim iyilik yapma imkanı sunsun hepimize
öpüyorum prenseside senide

fatosun mutfagından... dedi ki...

Sevgili!
Ümmü Mektum gibi
Seni görmeden sana sesleniyoruz
Alıp verdiğin nefesi duyar gibi
Sanki açınca gözlerimizi
Seni görecekmişiz gibi
Sana sesleniyoruz.
Senin huzurunda ses yükselmez.
Edeple konuşulur; edeple susulur.
Hele biz ki bu kapının dilencileri,
El açıp beklemekten başka
Bize bir şey düşmezdi ama
Şu araya giren yıllar olmasa
Medine’ne uzak yollar olmasa ...HAYIRLI KANDİLLER GÖNÜL DOSTUM..

Cafe Pepela dedi ki...

Es-Selamu Aleyküm güzel kardeşim.
Nicedir aklımdasın.Sana yazmak istiyordum,anca nasip oldu.

Öyle duru ve öyle içten aktarıyorsun ki duygularını,sayfalarca yazsan,seve seve okurum ben.Lafı istediğin kadar uzat,hiç sıkılma.Tatlı geliyor bana:)

Çünkü gerçek Dost'un ve O'nu düşleyerek kurulan dostluğun ehemmiyeti / yeri başkadır gönlümde.

MaşaAllah size ki hakiki dostlarsınız.Muhabbetiniz daim olsun inşaAllah..

Yavruların nasıl oldu?
Merak ettim sizleri..
Umarım her şey yolundadır.
Kandiliniz kutlu olsun.Dualarda buluşalım gülüm.

Kalbi sevgi ve selamlarımla

mintinin dünyası dedi ki...

sevgili arkadaşım hayırlı kandiller diliyorum sana.

gecikme için özür diliyorum.sana bir teşekkür borcum vardı borcumu ödemeye geldim.bloğuma bıraktığın çok değerli bilgiler için teşekkür ediyorum.sanırım sütaş konusunda anlaştık.sevdiğim bir markanın güvenilir olmasına sevindim.sana dan ben de uzak durayım artık.teşekkür ediyorum beni aydınlattığın için.sevgiler...

Tatlı Mutfağım dedi ki...

Dilekcim saol canım. Huzurevinde yaşlılar ziyarete gelenleri gördükçe çok mutlu oluyorlar. Dertlerini anlatmaya yer arıyorlar. Onlar ağlıyor, sen ağlıyorsun. Ölümü bekliyoruz burda her gün birisi ölüyor demişlerdi. Çocuk esirgemeye gittik ama çocukları görememiştik. Hep orada gönüllü anne olmak istemişimdir. Rabbim yardımcıları olsun inşallah hepsininde.
Amin inş. Canım Allah dediğin gibi hayırlı uzun ömür versin sonrada bunlar nasip olsun.
Çocuk yuvasında doğum günü çok güzel bir fikir canım. Nerden geldi aklına. Dediğin gibi kurumda yetkiliyle görüşüp çocuklar olumsuz etkilenir mi bunu öğrenmek lazım.
Dualarına amin canım



fatoşcum dün yazmıştım ama burayada yazayım Dursun Ali erzincanlının en beğendiğim ve her seferinde ayrı duygulandığım bir şiirdir. Allah razı olsun arkadaşım paylaşımın için.



Aleyna ve aleykümselam pepelacım. Yazdıkların için çok teşekkür ederim.
Dediğin gibi temelinde Allah sevgisi olan dostlukların yeri bir başka. .duaların için Allah razı olsn. Amin diyorum yürekten.
Hatice Büşra’m tekrar birkaç gün ateşlendi. Bugünde öksürmeye başladı. Sanırım grip olacak benim gibi:( umarım olmaz. Diğeride iyi çok şükür. Her ne kadar zaman zaman zorlasada beni artık 2 ayımız kaldı hayırlısıyla.
Dualarda görüşmek ümidiyle...



Minticim hoşgeldin canım yazını okurken aaa Alah Allah ne oldu ki dedim unutmuştum bile ben onu:) Seni çok sevdiğim için ve minik bir oğluş olduğu için yazdım canım yanlış anlaşılmaktan korktum ama neyseki öyle bir şey olmadı anlayışın için asıl ben sana teşekkür ederim ve duyarlılığın için...

muhabbetsofrasi dedi ki...

Rabbim arkadaşlığınızı iki cihanda daim etsin..

herkese böyle arkadaşlıklar nasip etsin

Aminn

Tatlı Mutfağım dedi ki...

muhabbet sofrası Allah razı olsun duaların için amin diyorum. bloğunuzun adı çok güzelbu arada:)

muhabbetsofrasi dedi ki...

teşekkür ederim

her zaman beklerim canım :)

muhabbetle Allah'a emanet olun

Ayse dedi ki...

Selâmün aleyküm,

Cok güzel yazmissiniz, allahim muhabbetinizi arttirsin agzinizin tadini hic bozmasin insallah.