25.6.08

KAHVALTI SOFRASI, GÜVEÇTE MANTARLI SUCUK VE BİR PAYLAŞIM...

Arkadaşlar hepinize merhaba:)
Bugün iş yerime kuzenim (halamın kızı) Fahriye ile kız kardeşim Fahriye geldi:))) Yanlış yazmadım ikisinin adıda Fahriye. Aralarında 2 ay yaş farkı var. Önce halamın kızı doğduğu için rahmetli babaannemin ismini koymuşlar sonra bizim Fahriye doğuyor ve babamda kendince annemin adını koyarım hesabını yaptığı için gidip nüfus cüzdanını çıkartıveriyor kardeşimin:))) Herkes şaşırıyor tabii ama zamanla alıştık. Nedenini soruyorlar bu hikaye her defasında tekrarlanıveriyor:) Tabii ikisi birbirine kısaca kardeş diyorlar:))) Oda ayrı bir komedi. Birlikte büyüdükleri için klasik kavgalar, saç yolmalar, birbirini ısırmalar yaşanırdı :) Halamla, annem her defasında yapma yavrum o kardeş, yapma kızım bak o kardeş, cicii :))) Sonuç şuanda birbirlerine isimleriyle hitap edemiyorlar bile :)
Aslında o minicik kafalar bomboş bir kaset gibi. Çocukların yanında konuşulanlara dikkat etmeli insan. Yaptığı hareketlere vs. Çünkü onlar öyle bir gözlemliyorlar ki herşeyi teeek tek kaydediyorlar. Bu noktoda da ailelerin yavrularına ve dahi çevredekilerinin onlara iyi örnek olmaları gerekir. Önceden değil ama şuanki nesil bence daha da bir bilinçli çocuk yetiştirmede.... Siz ne dersiniz? Tabii bu konuları anne olanlar daha iyi bilirler:)
Bu sofrayla bu kızların ne ilgisi var şimdi dimi:) Fotoğraflar kız kardeşimin cep telefonundaydı ve ancak aktarma fırsatı bulabildik. Bu sofra tam 2 hafta önce çekildi:) Canım kardeşim bende cuma, cumartesi kaldı ve pazar gitti. Onun hakkını ödeyemem sanırım. Rabbim ebeden razı olsun inşallah. Canım kardeşim Rabbim seni bahtından güldürsün inşallah. Cuma, cumartesi temizliklerimi falan yaptığı için kardeşim pazar günü eşimle ikisine güzel bir kahvaltı hazırlamak istedim. Tabii birlikte edilen tek kahvaltı pazar olduğu için ayrı bir özeniyor insan.
Kahvaltıda normal kahvaltılıkların dışında patates salatası, pazılı börek, bahçemizden koparılmış mis gibi şeftaliler vardı. Yemekname dergisini bilmeyeniniz yoktur sanırım. Aylık severek takip ettiğim bir dergidir. Emeği geçen herkese buradan teşekkür ederim. Derginin bir sayısında beyaz peynire çörek otu ve zeytinyağ eklemişler. Bizimde kahvaltımızda vazgeçilmez bir yere sahip oldu bir defa denedikten sonra.... veee son olarakta güveçte mantarlı, domatesli, biberli, birazda tereyağlı sucuk:) Eşimle balayına Bolu-Abant'a gitmiştik. Harika bir yer. Umarım yolunuz düşer... Rabbim ne güzelde yaratmış. Nasılda herşeyi birbirine yakıştırmış elhamdülillah... Ağaçlar çok olduğu için her restourantta hamak zevkine erişebiliyorsunuz. Alabalık çiftlikleri meşhur olunca kiremitte yemek zevki kaçınılmaz oluyor. Kiremitte kaşarlı mantar ve alabalık yemiştik ve evimize dönerkende 1 kg. alabalık aldık zaten mübarek max 15 dk piştiğinden eve geldiğimde pratik bir yemek olmuştu bize.
Orada gördüğüm kaşarlı mantarı biraz değiştirdim.
Malzemeler:
  • 1 orta boy domates
  • 1-2 çarliston biber
  • 5-6 adet mantar (sapları ayrılmış ve yıkanmış)
  • 1 çorba kaşığı tereyağ
  • Dilimlenmiş birkaç sucuk
  • rendelenmiş kaşar

Yapılışı:

Fırınımızı 170 dereceye ayarlayalım. Kiremitimize mantarların şapka kısımlarını ve dilimlenmiş saplarını yerleştirelim tereyağını mantarların üzerlerine paylaştıralım. Fırınımızda ters-yüz yaparak 10 dk kadar pişirelim. Sucuklarımızı mantarların üzerine koyalım ve onlarıda arkalı önlü biraz pişirelim ve en üstüne küp küp doğradığımız domates ve biberlerimizi serelim. Bu şekilde de biraz pişirdikten sonra en üstüne rendelenmiş kaşarlarımızı ekleyip, kaşarlar eriyene kadar pişirelim.

Not: Eğer sucuk ağır gelir derseniz eklemeyebilirsiniz. Sadece kaşar ve mantar da ayrı bir güzel oluyor. Tavsiye ederim. Fotoğraf makinem hala yok bunlarda telefonla çekildi malesef pek güzel çıkmadı:( Bana dua edinnnnnnn ben fotoğraf makinesi istiyom yaa. Kocacım duyuyon mu:))))

Afiyet olsun :)

Bu arada sizlerle okuduğum ve çok hoşuma giden bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Aranızda sızıntı dergisini okuyan var mı bilmem. Sızıntı aylık ilim ve kültür dergisi olmakla beraber içerisinde çok güzel bilgiler var. Mayıs ayının dergisinde "Anne - Çocuk Arasındaki Bağ", Dr. Hasan AYDINLI tarafından güzel bir yorum ile kaleme alınmış. Dergiye abone değilseniz olmanızı tavsiye ederim. Pişman olmayacaksınız inşallah:)

***

Anne ile bebek arasında o kadar mükemmel bir bağ vardır ki, bu bağ sayesinde bebekler, yüzlerce kişi arasından annelerini tanıyabilir; onlarca ses içerisinde annelerinin sesi ile sakinleşebilir. Anneler de çocuklarının ağlamasına ve çıkardığı ses şekline göre ihtiyaçlarını hisseder. Bebeklerin acıkması, korkması, canının yanması esnasında çıkardığı sesler, annelerde farklı reaksiyonlara sebep olur. Kısacası anne-bebek arasında oluşan bu insiyakî rabıta, anne karnından hayata uzanan bir köprü vazifesi görür. Bebekler bu vesile ile aileyi, çevreyi ve hayatı tanırlar. Bu köprünün sağlam olması ve zamanında inşa edilmesi mühimdir.

***

devamı için tıklayınız

Okumaya vaktiniz yoksa sızıntı dergisinin sitesinden her yazının sesli veriyonunu dinleyebilirsiniz.

Bugünde inşallah Rabbim Milli Maçta Aslanlarımıza yardım etsin. Onları korusun, inayet elini eksik etmesin mevlam. Amin...Hep birlikte dua edelim...

BEYTİYE

8 yorum:

Melek* dedi ki...

önce milli maça başarılar diliyim. sonra inş. foto makinası alırsın diyim:):) eee sonra balayındaki yerlerin resmini görmüş gibi oldum:):)heheh diyim. sonra güveçin harika duruyor ellerine sağlık diyim sonra da kız kardeşinden Allah razı olsun seni yanlız bırakmadığı içni. veeeee sorna fhriyeleri öpüyorum:):):

Melek* dedi ki...

bu arada unuttuğum birşey daha varki.. sızıntı almak bir ayrıcalık, almamamk büyük kayıp:)

Adsız dedi ki...

canım öncelikle güzel bilgilerin yorumun için teşekkür ederim.çok güzel yazmışsın ama ben dini bu şekilde bişeylere alet ettiklerini görünce çok kızyorum.insanların hassaslıklarını kullanmaya çalışmıyorlar mı off

neyse bu güzel müthiş kahvaltı masasına bayıldım.sevgi ile hazılandığı her halinden belli:)masa örtüsü de çok zarif olmuş.sızıntı dergisi ile yukardaki yorumda gördüm ben de okuyordum yalnız bu aralar değil.bir de zaman ın verdiği ailem vardı gerçekten çok güzeldi.

bizde böle masa istiyoruzzz..:P(misafirin yüzsüzü böle olur:)

canımcım linklerime ekliyorum sık sık burdayım inşAllah değerli paylaşımlarını kaçırmamam lazım ve de blogundaki huzurlu ortamı sevdim(belki de ben böle hissettim:)

öptüm sevgiler...

yosunbuka(öz isimmm)

uygarimizlahayat dedi ki...

Canımcımmm allah kardeşlerimizden razı olsun, hızır gibiler valla, dar anımızda hep yanımızdalar... Kahvaltı sofrası harikaaaaaaaaaaaaa olmuş, inş. birgün birlikte yemek nasip olur... Allah ağız tadınızı bozmasın canımcım, kocamannn öpüyorum seni...

uygarimizlahayat dedi ki...

Canım sanada hayırlı cumalar, öpüyorum sevgiyle kal...

fatosun mutfagından... dedi ki...

hayırlı,huzurlu cumalar...sevgiler canım

tadınadoyamadım-dilek dedi ki...

Canımcımm
Tatlımukfağımm senine aynı şehrin havasını soluyoruz:)
Kahvaltı sofran harika görünüyor. güveçte öyle
İyiki de kız kardeşlerimiz var.Çok güzel bir nimet sık sık şükrediyorum:)

Peynir içinde bende misafirim gelince marul yapraklarıyla süsleyip üzerine çörekotu serpiyorum.Yeşil,beyaz,siyah harika görünüyor.
masaörtüsünüde birdahaki gelişimde getirmek istiyorum.Özelde konuşuruz
iyi çalışmalar
segiyle kal

Adsız dedi ki...

olmaz ki canım böyle güzel masalar hazırlanmazki hamiş hamiş canım çekti :)
sevgiler